Mülk suresi 3. Ayet : O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun?
Bakara 29. ayet: Ve dünya üzerinde ne varsa sizin için yaratan, plan ve tasarımını göklere uygulayıp onları yedi gök (20) şeklinde düzenleyen O’dur; ve yalnızca O’dur her şeyin tam bilgisine sahip olan.
Bakara 29′un Mülk 3. ayete de uyan Muhammed Eset tefsirindeki anlamı :
Semâ terimi, başka bir şey üzerine çadır gibi serilmiş herhangi bir şey için kullanılır. Bu nedenle, yer üzerinde kubbe gibi yükselen ve onun adeta çatısını oluşturan görülebilir göklere “semâ” adı verilir. Ve terimin Kur’an’daki asıl anlamı da budur. Daha geniş anlamda ise “kozmik sistem” çağrışımına sahiptir. “Yedi gök” ibaresine gelince, Arapça kullanımında -diğer Semitik dillerde de olduğu gibi- “yedi”nin çoğu kez “birkaç/birçok” kelimesiyle eşanlamlı olduğu unutulmamalıdır (bkz. Lisân’ul-Arab). Tıpkı, “yetmiş” veya “yediyüz”ün de, genellikle, “çok” yahut “pek çok” anlamına geldiği gibi (Tâcu’l-Arûs). “Her semâ, kendi altında bulunana nisbetle bir semâ’dır” (Râğıb) şeklindeki dilbilimsel tanım ile birlikte ele alındığında, “yedi gök” ifadesinin, kozmik sistemlerin çokluğunun bir işareti olduğu daha iyi anlaşılır.
Demek ki ayetin anlamı kesin olarak 7 tane gök anlamına gelmiyor. Ancak tartışmanın devamı açısından 7 tane gök olduğu bunun da Atmosfer’in 7 katmanını ifade ettiği iddiasını inceleyelim.
Öncelikle burada Atmosferden bahsetmediğini (Aslında atmosfer çok fazla katmana ayrılmıştır. Yani 7′den de fazla olabilmekte. Ancak temel olarak 4 katman ve 2 bölümden oluşan termosferle 6 katman var.) düşünmemiz için yeterli bilgilere sahibiz.
Galileo ve Kopernik’e kadar Evren’in merkezi olarak Dünya düşünülüyordu. Geo-merkezcilik olarak bilinen bu modelde Dünya ortadadır ve Güneş ve diğer gezegenler ve Ay Dünya’nın çevresinde dolaşmaktadır. İşin ilginç yanı, Dünya’nın etrafında dolaşan bu parlak nesnelerin Pagan dinlerinde tanrılarla eşleştirilmiş olmasıdır.
Bu modelde görülebilen parlak cisimler sırasıyla Ay – Merkür -Venüs- Güneş – Mars – Jüpiter ve Satürn’dür ve şekildeki gibi hepsi kendi kürelerinde belli yollarda dolaşan tanrılar olarak düşünülmüşlerdir. Bu küreler de gökyüzündeki 7 kat fikrinin çıkış noktasıdır. Haftanın günleri de bu 7 tanrıdan gelmektedir.
Cumartesi (haftanın ilk günü) : Satürn’ün günü Dies Saturni (Saturday buradan delir)
Pazar : Güneşin günü : Dies Solis – (İng. Sunday)
Pazartesi : Ay günü, Dies Lunae – (İng. Monday, Fr. Lundi, İsp. Lunes..)
Salı : Mars günü – Dies Martis – (Fr. Mardi)
Çarşamba : Merkür günü – Dies Mercurii – (Fr. Mercredi)
Perşembe : Jüpiter günü – Dies Jovis – (Fr. Jeudi)
Cuma : Venüs günü – Dies Veneris – (Fr. Vendredi)
Bu fikir daha sonra Yahudiliğe girmiştir ve sonrasında da İncil’de de izleri görülebilmektedir :
İncilden :
2. Korintliler 12:2 “On dört yıl önce alınıp üçüncü göğe götürülmüş bir Mesih izleyicisi tanıyorum. Bu, bedensel olarak mı, yoksa beden dışında mı oldu, bilmiyorum, Tanrı bilir.
Yahudilikte’de 7 gök Yahudi Midrash‘ında karşımıza çıkar :
When Adam sinned, the Shechinah departed to the First Heaven. The sin of Kayin forced it to the Second Heaven; the Generation of Enosh to the Third; the generation of the Flood to the Fourth; The generation of the Dispersion to the Fifth; Sodomites, to the Sixth; Egypt of Avraham’s day, to the Seventh. (Bereishis Rabbah 19:7)
Yani:
Adem günah işlediğinde Shechinah birinci göğe gitti. Kayin’in günahı onu 2. göğe gitmeye zorladı. Enosh’un nesli 3., Sel nesli 4., Dağılmanın olduğu nesil 5., Sodomlular 6. ve İbrahim zamanında Mısır’da bulunanlar 7.ye ..
Yahudilik’te 7 rakamıyla sembolize edilen çok şey vardır: 7 günde yaratılış (dinlenme günü dahil); Jericho kuşatması sırasında 7 kere şehrin etrafını dolaşma; Kudüs tapınağındaki 7 kollu mumluk; Mısırdaki 7 salgın hastalık; 7 yıldız; 7 trompet; 7 dağ; 7 kral…
Tevrat’ın milattan önce 1000 yılından başlanarak, Midrash’ın milattan sonra 0 ve 200 yılları arasında yazıldığını da belirtirsek Muhammed’in yaşadığı zamanda Yahudiler’in bolca yaşadığı bir coğrafyada Muhammed gibi çok gezmiş birisinin göğün 7 kat olduğunu öğrenmiş olmasının çok zor olmadığı ortaya çıkar. Yani bu ayetten çıkarılan “mucize”nin gayet mantıklı bir açıklaması vardır. Bu ayet’in gökler derken atmosferi ve 7 derken “çok” değil de gerçekten “7″ rakamını kastettiğini iddia edenlerin daha sağlam kanıtlar getirmesi gereklidir.
Tanrı’nın bilimsel gerçekler vermek ve mucize göstermek gibi endişeleri olduğunu ve açıklayabileceği bir sürü mucizeyi bir yana bırakıp (dünyanın yuvarlaklığı, yer çekimi, hastalıklara mikropların sebep olduğu) atmosferi anlatacağını düşünsek bile bunu daha net ortaya koyabilirdi diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder