30 Aralık 2008 Salı

aşk denen inanılmaz duygu ve babalardan seçmeler...

Dünyada hiçbir şeyi seni sevdiğim kadar sevmiyorum: Bu garip değil mi? (William Shakespeare)
Sen benim için çok lezzetli bir işkencesin. (Ralph Waldo Emerson)
Seninle dolu rüyalardan uyandım. Gecenin ilk tatlı uykusundan. Rüzgarların alçaktan estiği, yıldızların parladığı saatlerde. (Percy Bysshe Shelley)
Seni ne kadar seviyorum? Bırak anlatayım. Seni, ruhumun eriştiği derinliklere, yüksekliklere kadar seviyorum. (Elizabeth Barrett Browning)
Aşk hatalara karşı daima kördür, daima mutluluklara meyillidir. Kanun tanımaz, kanatlıdır ve tutuklanamaz. Kafaların bütün zincirlerini kırar geçer. (William Blake)
Ne kadar çok sevdiğini söyleyebilmek çok az sevmektir. (Petrarca)
Aşk bir kum saati gibidir; kalp dolarken beyin boşalır. (Jules Renard)
Aşk gül olsaydı ben de yaprak yaşamımız birlikte geçerdi yağmurda güneşte. (Algernon Charles Swinburne)
Aşkın tek ilacı daha fazla sevmektir. (Henry David Thoreau)
Aşk: cennetle cehennem arası işleyen trende bir mevsimlik bilet. (Don Dickerman)
Aşkın temasında herkes şair olur. (Platon)
Yaşınız sizi aşktan korumaz. Ama aşk bir dereceye kadar yaşlılıktan korur. (Jean Moreau)
Aşkı gerçekten isterseniz sizi bekler bulacaksınız. (Oscar Wilde)
Aşk yerini bulunca asla değiştirmeyin. (Sextus Propertius)
Aşk tutuşmuş arkadaşlıktır. (Jeremy Taylor)
Gerçek aşk sessizce gelir. Flamayla ya da yanar döner ışıklarla değil. Çanların çaldığını duyuyorsanız kulaklarınızı kontrol edin. (Erich Segal)
Ayrılık aşkı keskinleştirir, beraberlik güçlendirir. (Thomas Fuller)
Şikayet aşkın ölümüdür. (Marlene Dietrich)
Aşk iki yalnızlığın birbirine dokunması, birbirini koruması ve selamlamasıdır. (Rainer Marie Rilke)
Sevmek bir süreç olduğu kadar dua gibi bir güçtür de. İyileştiricidir. Yaratıcıdır. (Zona Gale)
Birlikte hiç gülmediğimiz bir kimseyi gerçekten sevemeyiz. (Agnes Replier)
Aşk bir seçimdir. Basit ya da mutlaka mantıklı bir seçim değil. (Carter Heyward)
Benimle birlikte yaşlan. En iyisi daha gelecek. (Robert Browning)

VE BİRİCİĞİME ÖZEL. (aşkım daha önce eksik göndermiştim, burada tam bölümü var )
Sana hayatındaki sorunlar, şüpheler veya korkularınla ilgili çözümler sunamam. Ama seni dinleyebilirim ve beraber cevapları araştırabiliriz.

Hayatta yapman için aldığın kararlar benim değil, yargılarında. Ama sana destek olabilir, cesaret verebilir ve istediğinde yardım edebilirim.Yollarımızın,
değerlerimizin, ikimizin ayrı düşmesini engelleyemem. Ama seninle konuşabilir ve seni bekleyebilirim.

Sana kim olduğunu söyleyemem. Ama seni sevebilir ve aşkın olabilirim...

4 Aralık 2008 Perşembe

hero achilles (:



0//3// //47|<3i2 j4 )4 1//73I2//3773 13171//3// 74|<|/|4 4)ıj74 4|<177, ç3/I23$1 74I24|ı//)4// $3$$12 131I2 ç0((_)|<>4$p3I263I2 $3//)I20|/|(_) 73ş|-|1$1 |<0//(_)7)(_).>15 j4şı//)4 131761$4j4I274I2ı |<3ş|3771>/3 6ü//)3 10 $447 131761$4j4I2 134şı//)4// |<47|<|/|42>16 j4şı//)4 1//73I2//37 ü23I21//)3 17|<>. 19 j4şı//)4 74|/| 1 |/|17j0// 131761$4j4I2ı 37|<173j3//>1307//37 4ğı//ı 1ş737|/|3|< $(_)ç(_)j74 |-|4|<|<ı//)4 7(_)7(_)|<74|/|4> J3//1 2374//)4 p071$1 /3 |131'ı// 0I274|<74ş4>J3//1 2374//)4')4 131I2 //3/1 j3I237 şö|-|I237 |-|471//3 6371I2)1. P3|< ç0|< |<1ş1>

yazının orjinali için;

http://www.chip.com.tr/konu/Akill-19-yasindaki-hacker-in-ilginc-hikayesi_9881.html


3 Aralık 2008 Çarşamba

<|00<|3

hacker emblem
if u r a |0053r, you cannot get the //4r3z. (:
<|00<|3

for the loosers; a brief alphabet;....
A B  C D E F  G  H  I J    K L  M  N  O P  Q  R  S T  U  V W  X  Y  Z
4 I3 ( ) 3 |= 6 # 1 ,_| |<>< j 2
8 PH |-| _| |V| /V |> & $ |_| / // }{ `/


30 Kasım 2008 Pazar

istanbulummm

Sizdeki fotoğrafımın adı Hüzün. Bildiğiniz Türkçe olarak hüzün yani. Bizim dilimizdeki melankoli tam karşılamıyor bu hali. Bir duruş gibi sanki. Bir kabulleniş hali. Hem keder var, hem acı, hem de rıza. Bu şehir herkesi kucaklayan bir yapıya sahip. Kozmopolit çünkü. Bu da biz yabancıların İstanbul'da kendimizi yabancı gibi hissetmemizi önlüyor. Rüyalarımda İstanbul'a geri döndüğümü görüyorum, benim için kaybedilmiş bir aşk gibi. İmkansız bir aşk. Bu aşkın cevabı İstanbul'un melankolisinde, tarihinde, duvarlarında, kubbelerinde, ışığında, onun yüzlerinde ve denizinde gizli... Fotoğraf için bir de şiir yazdım:

Tramvayın tıkırtısı içinde, sessiz hüznümü ısıttı güneş camın ötesinden.

Ardında zamanın duvarlarını bırakan köprünün üstünden geçerken sabır ve varoluşun kabullenişi arasında.

Denizi izlerken hiçbir yerin çokluğunu atıl bekleyen varoluş...

Hüzün, imkansızlığın güzelliği, ruhun derinliklerine dokunur...

23 Kasım 2008 Pazar

ATEŞTEN ÇORAP

Çocuk olmanın en iyi yanı aptal olma hakkına sahip olmanızdır. Misal ben diş macununun tadını sevmediğim için yıllarca tüp çukulatayla dişimi fırçaladım. Ekmeğe diş macunu sürüp yiyen bir çocukla dialektik gereği iyi arkadaş olduk. Aptallık konusunda sınır tanımıyorduk. Çarşaftan kedi paraşütü icad ettiğimizi, kedileri bu paraşüte bağlayıp balkondan attığımızı hatırlıyorum. Kediler sertçe yere iniyorlar ve üstlerine kapanan çarşafla birlikte koşturmaya başlıyorlardı. En son attığımız kedi ise bir yavru kediydi ve hafifliği yüzünden yere düşmek yerine çarşafı dolduran rüzgarla göğe yükselmişti. Gökyüzünde küçük bir nokta haline gelene kadar acı dolu miyavlarını duymuştuk. Kediyi bir daha görmedik. Bilim şehidi olmuştu. Uzaya kedi gönderen ilk Türkler olmamıza rağmen elimizden bir tutan çıkmadı. Kedinin ölüm bize ders oldu.
Ertesi gün roket yapmaya karar verdik. Roket için arabalardan hortumla benzin çalarken yanlışlıkla yuttuğumuz benzinler hepimizi hasta etti. Bütün akşamüstü oraya buraya kusarak mahallede huzursuzluğa sebep olduk. Artık bizi gören insanlar ve kediler saklanacak delik arıyorlardı. Her gün bir öncekinden daha aptalca birşey yapmaktan bıkıp usanmıyorduk. Bir gün arkadaşım perdeleri kibritle yaktıktan sonra, kolonyayla söndürmeye çalışırken ayaklarını yakmıştı. Zira kolonya ile iyice alevlenen ateşi tekmeleyerek söndürmeye çalışmıştı. Aynı arkadaş iyileşir iyileşmez, çubuk krakerle sigara içiyor taklidi yaparken, çubuğu ocakta yakmaya yeltenmiş ve kaşlarını yakmıştı. Fakat en kötüsü ayaklarını ikinci kez yakmasıydı. Çoraplarını ayağından çıkarmadan ütülemeye çalışmıştı. Anne ve babasının sinirleri epey bozuldu. Evi yangın söndürücüyle doldurdular. Yatağın altında kamyon lastiği biriktirmek, buzlukta hamam böceği dondurmak, 20 tane sakızı aynı anda çiğnemek gibi alışkanlıklarımız vardı. Boş zamanlarımızda ise balkondan insanların üstüne işer, yaşlıların zillerini çalıp kaçar, çatılarda dolanıp antenleri kırardık. Ispanak gibi sevmediğimiz yemekleri anneler görmeden ceplerimize doldururduk. "Yemeğini yedin mi?" diye sorduklarında, "Hayır, cebime koydum" derdik. İnanmazlardı ve komiklik yaptığımızı düşünüp gülerlerdi. Oysa biz ciddiydik. Ama çayımızı oniki şekerli içtiğimiz için kimse bizi ciddiye almazdı.

18 Kasım 2008 Salı

Blog oluşturma

bu adresten BLOG OLUŞTURMA videosunu indirebilirsiniz...
Lütfen buraya sağ tuşla tıklayınız ve "hedefi farklı kaydet" diyiniz...

ÖĞRENCİLER İÇİN Blog oluşturma


yukarıdaki videoyu izleyerek sizde blog oluşturabilirsiniz.

10 Kasım 2008 Pazartesi

write or die denen zımbırtı...

66
3
lab.drwicked.com

bu alet ciddi manyak. blog, ödev veya tez yazacaklar için süfer. belirli bir sürede belirli bir hedefteki kelimeyi yazamazsan resmen a*zına *ıçıo :) tavsiye ederim...

29 Ekim 2008 Çarşamba

Halklar hükümetlerinden korkmamalıdır. Hükümetler halklarından korkmalıdır.


"Remember, remember, the fifth of november, the gunpowder treason and plot. i see no reason why the gunpowder treason should ever be forgot” ( Hatırla, hatırla Kasım'ın beşini Barut komplosu ve ihanetini Ben hiç bir neden görmüyorum Barut komplosunun unutulması için)

sözleriyle başlayan V for Vendetta`nın Vertigo/DC Comics tarafından yayımlanan dergilerde görünen karakterlere dayanan senaryosunu Matrix üçlemesinden de tanıdığımız Wachowski kardeşler kaleme aldı. Aslında Alan Moore`un yazdığı ve David Lloyd`un çizimlerini yaptığı V for Vendetta, 1981'de çıkan bağımsız çizgi roman dergisi Warrior`da ilk kez halkın karşısına çıkan bir çizgi roman. 26 sayısı yayımlandıktan sonra, derginin kapatılmasıyla yarım kalan macera, 1989'da Moore ve Lloyd`un DC ismi altında V for Vendetta'yı tam bir çizgi roman olarak yayımlamasıyla tekrar hayranlarıyla buluştu. Moore ve Lloyd, Guy Fawkes`tan esinlenerek ve içinde yaşadıkları dönemden etkilenerek V karakterini ortaya çıkardıklarını söylüyorlar.

“Margaret Thatcher'ın aşırı muhafazakâr hükümetine tavrımız, Vendetta'da yarattığımız faşist polis devletinde çıkış noktası oluşturdu” diyen Lloyd, şöyle devam ediyor: “Bu sistemin yok edilişi V'nin birincil var oluş nedeniydi”.

Wachowski kardeşlerin ilk kez 1990 yılında kaleme aldıkları V for Vendetta, 5 Kasım 2005`te gösterime girmek üzere yola çıkmışsa da, 2006 yılının mart ayında seyirciyle buluşarak büyük yankı uyandırdı. Film geleceğin totaliter İngiltere`sinde geçiyor. Görünüşüyle, tavırlarıyla ve de ismiyle Hitler`i andıran faşist lider Adam Sutler; halkına, devletin korumasına ne kadar muhtaç olduğunu hissettirerek, onlara oyunlar oynayarak, insanları dogmatik bir bağlılığa itmiştir.

Kişisel özgürlükler geçmişin antika hâline gelmiş bir olgusudur; yine de, kimse iktidara sesini yükseltmeye cesaret edemez, aksi takdirde Bakan Creedy'nin gizli polis gücü “Fingermen” (Parmakadamlar) tarafından kara torbaya konulacaklarını ve kendilerinden bir daha haber alınamayacağını bilmektedirler.

Ta ki kahramanımız V ortaya çıkana kadar… Gece sokağa çıkma yasağı başlamışken gizlice arkadaşıyla buluşmaya giden Evey, yolda hükümetin adamları tarafından sıkıştırılır. Onların iğrenç tacizlerinden kurtulmaya çalışırken, Guy Fawkes maskesi takan bir adam ortaya çıkar ve Evey`nin hayatını kurtarır. Bu maskeli adam, V`den başkası değildir. Olağanüstü karizmatik, dövüş sanatı ve aldatmacada ise müthiş yetenekli olan V, vatandaşlarını baskı ve zulme karşı koymaya davet ederek bir devrim başlatır. V'nin gizemli geçmişi hakkındaki gerçeği öğrenen Evey, bununla birlikte kendi hakkında da bir gerçeği keşfederek, zulmün ve kokuşmuşluğun hüküm sürdüğü bir topluma özgürlük ve bağımsızlığın geri kazandırılması için planlar yapan V'yle beklenmedik bir ittifak içine girer.

İngiliz halkını faşist liderlerinden kurtarma mücadelesinin ortasında V, bir yandan da, kendisini hapseden ve ona işkence yapan ve bunları yaparak onu bir “canavara” dönüştüren kişilerden kişisel intikamını almanın peşindedir. Bu düşmanları birer birer yok ederken, cinayet mahalline de kartvizit olarak nadir bulunan türden kırmızı bir gül bırakır. Kişisel kan davasının da pekiştirdiği oldukça köklü kişisel yargılara sahip olan V, yoz ve faşist Britanya'nın, halkının haysiyetini ve özgürlüğünü kazanması için tutkuyla mücadele eder. Guy Fawkes`un 400 yıl önce yarım kalmış işini tamamlamak ve komplocular tarafından zorba yönetimin merkezi olduğuna inanılan Parlamento'yu ve üyelerini havaya uçurmak için plan yapmaya yıllar öncesinden başlamıştır bile. Filmi izlemeyenler olabileceği için senaryoyu daha fazla anlatmamam daha doğru olur sanırım.

Alan Moore ve David Lloyd çizgi romanları V for Vendetta'nın kahramanı V için fikir üretirken, Guy Fawkes, çizgi romanın siyasi bağlamına ilham kaynağı oldu. Fawkes gibi, V de ülkenin sahtekar rejimini düşürmek amacıyla kaos yaratmayı ummaktadır. “Guy Fawkes bir bakıma anarşinin öncülerindendi” diyor Lloyd ve ekliyor: “V için mükemmel bir ilham kaynağı gibi göründü”.

Peki kimdir bu Guy Fawkes?

Asıl adı Guido Faukes olan Guy Fawkes, 13 Nisan 1570 ve 31 ocak 1606 yılları arasında yaşamış olan bir İngiliz askeri ve Kral 1. James'in İngiltere'deki Katoliklere yönelik zulmünün sona ermesini umut eden, dininden dönmemiş 13 Katolik'ten biridir. İspanyol ordusunun Hollanda'da bulunan birliğine katılır. Kısa zamanda askeri zekasıyla sivrilen Fawkes, 1604'te yurduna döndüğünde, İngiliz tarihinde "Barut Komplosu" (Gun powder plot) olarak bilinen bir olaya karışır. O devirde Katoliklere yapılan dini baskıya karşı gelmeye hazırlanan bir avuç insan, Westminister Sarayı'ındaki İngiliz Parlamentosu'nu o yılki ilk toplantı gününde havaya uçurmaya karar vermiştir. 5 Kasım 1605'te, Fawkes, Lordlar Kamarası'nın altında, demir ve odun parçalarının ardına saklanmış 36 varil barutla yakalanır. İşkence gören Fawkes, Kral 1. James'in parlamentoyu açacağı sırada İngiliz Parlamentosu ve 1. James'e cüretkârca bir suikast düzenlediğini itiraf eder.

O ve arkadaşlarının amacı, ülkede karmaşa ve düzen bozukluğu yaratmaktır, çünkü bu sayede Katolik davasına daha sıcak bakan yeni bir monarşi ve siyasi rejim doğacağını ummaktadırlar.

Deneyimli bir asker olan Fawkes, barut konusunda uzmandır ve böylece grubun komplosunda önemli bir rol üstlenmiştir. Komplocular Lordlar Kamarası'nın altında bir kiler bularak, buraya patlayıcı depolarlar ve parlamentonun açılışını beklerler. Ne var ki, komplocu gruba katılım arttıkça, sırları da tehlikeye girer, ve bir Katolik olan Lord Monteagle'ye gönderilen imzasız mektup kendisine açılış gününde parlamentodan uzak durmasını söyleyerek, planın sonunu hazırlar. 4 Kasım gecesi, Fawkes kilerde yakalanır, tutuklanır ve Kral'ın önüne çıkarılır. Acımasız işkencelere maruz kalınca sessizliğini bozar ve büyük planlarını açıklar. O zamanlarda vatan hainlerine uygulanan geleneksel yöntemle cezalandırılan Fawkes ve grubun diğer üyeleri, halkın gözü önünde asılırlar, yerlerde sürüklenirler ve parçalanan cesetleri meydanda sergilenir.

Her yıl 5 Kasım'da, Bonfire Day/Night olarak adlandırılan bir festival düzenlenir. İngiltere'nin her yerinde ateşler yakılır, havai fişekler patlatılır ve Fawkes'un Kral'a ve hükümete kurduğu komplonun ortaya çıkartılışı kutlanır. Tüm ülkede Fawkes maskeleri satılır ve komplocunun ya da “adamların”ın kuklaları yakılır. Fawkes, halkı ezen ve kullanan baskıcı düzene karşı çıkmış bir devrimci, bir özgürlük savaşçısı değil; İngiltere`nin gelmiş geçmiş en büyük vatan haini ilan edilir.

İrlanda`da bir barın duvarında kendisi hakkında şöyle yazmaktaymış:

“Guy Fawkes; parlamento binasına dürüst biçimde giren ilk ve tek adam…” (http://sourtimes.org)

Alan Moore`un İngilizce`ye olan inanılmaz hakimiyetiyle bir araya getirdiği birbirinden müthiş cümleler, filmi izlerken insana ayrı bir zevk veriyor. Dilin tüm nimetlerinden sonuna kadar yararlanarak kurulmuş bol “v”li uzun ve anlamlı cümleler, kafiyeli sözcükler kulaklarda çok hoş bir tını bırakıyor. Filmin müzikleri de bir o kadar etkileyici.

Film boyunca maskesini hiç çıkarmayan Hugo Weaving`in ruhunuzu titreten ses tonu maskenin altındaki insanı merak etmenize sebep olsa da, V`nin bir insandan çok bir fikrin sembolu olduğunu daha iyi anlamanızı sağlıyor.

V'nin Guy Fawkes maskesi kullanmasında dramatik açıdan çok rahatsız edici bir yön de var. Lloyd bunu şöyle açıklıyor:

“Guy Fawkes maskelerindeki gülümseyişte tüyler ürpertici bir şey var. Karakterin tuhaf olduğu kadar tehditkar da görünmesine neden oluyor; sizi öldürmeye gelen birinden beklediğiniz son şey yüzünde bir gülümsemedir”.

Warner Bros. Pictures, Virtual Studios işbirliğiyle, bir Silver Pictures ve Anarchos Productions Inc. ortak yapımı olan " V For Vendetta "yı sunar. Başrollerinde Natalie Portman, Hugo Weaving, Stephen Rea Ve John Hurt'ün yer aldığı filmi James McTeigue yönetti. Filmin yapımcılığını Joel Silver, Wachowski kardeşler ve Grant Hill, baş yapımcılığını ise Benjamin Waisbren gerçekleştirdi. " V For Vendetta "nın görüntü yönetimi B.S.C.'den Adrian Biddle, yapım tasarımı Owen Paterson, kurgusu A.C.E.'den Martin Walsh, müziği ise Dario Marianelli'nin imzasını taşıyor.

Bir İngiliz-Alman ortak yapımı olan “V for Vendetta”yı görmenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Sistemi daha farklı bir açıdan sorgulayacak ve özgürlük kavramını her hücrenizde bir kez daha sonuna dek hissedeceksiniz.

“People should not be afraid of their governments. Governments should be afraid of their people.” ( Halklar hükümetlerinden korkmamalıdır. Hükümetler halklarından korkmalıdır.)

28 Ekim 2008 Salı

Digiturk denen zımbırtaya inat!!! BEDAVA DİGİTÜRK İZLE, BEDAVA FİLM İNDİR!

Sayın DigiTurk PR Departmanı Yetkilisi,

(tabii eğer var ise öyle bir şey ;) )

Ticari kaygınız nedeniyle istemeden ve farkında olmadan pek çok blog yazarının kişisel özgürlüğünü elinden aldınız.

Bunun beklenen sonucu olarak, an itibariyle, pek çok blog yazarı hem ailelerinin hem de dostlarının Digiturk aboneliklerini iptal ettirmeyi düşünüyor.

Müşteri kitlenizin en üst tabakasında yer alan, sinema paketleri ve yabancı dil kanallarının izleyicilerinin aynı zamanda Türkiye’de en aktif blog kullanıcıları olduğu gözünüzden kaçmaması gereken bir gerçek.

Marka imajınızın özellikle A+ grupta yerin dibine geçtiğinin ve geçmeye devam ettiğinin bilincinde olmalısınız.

  • Blogger altyapısının canlı ya da banttan yayın yapmaya imkân tanımadığı,
  • üçüncü parti servislerden alınan embed kodlar kullanılarak başka bir servis üzerinden sağlanan içeriğe erişim sağlanması yoluyla dağıtıldığı,
  • yani kendi sunucularında barındırılmadığı herkes tarafından biliniyor.
  • Buna rağmen Blogger.com’u engelleten güzide birimlerinizin başındakileri işten kovun bence. Bu işi bilen birilerini işe alın!

Eğer markanızı düşünüyorsanız, ve bu yaptıklarınızdan dolayı üzgünseniz size Sansüre Sansür hareketine ana sponsor olmayı öneririm.

Saygılarımla,

Bir Blog Yazarı


not:
Başlık hem SEO, hem de ironi amaçlıdır.

not 2:
Eğer şu an yasaklanmamış bir blogunuz varsa sizi de benzer bir çağrı yapmaya davet ediyorum (evet bu bir mimdir, ve bu yazıyı okuyan her blog yazarı bu mim’e davetlidir)

not 3:
Konu ile ilgili yorum ve düşüncelerinizi duymaktan mutlu olacağım.

not 4:
Blogunuzda bu konuyla ilgili tepkinizi belirmeye üşenmeyin (bkz: not 2)

warchalking nedir diye soran arkadaşıma ;)

Kablosuz tarama, kablosuz ağdaki uygun AP lerin bulunabilmesi metodudur. Kablosuz ağ kartının promiscuous modda (her paketi kabul eden mod) çalışması ve yazılımınızın iletişime açık AP leri tespit etmesi ile kablosuz ağların tanımlanmasıdır. Bir kere ulaşılabilir bir AP bulduktan sonra, Wardriver onu kullanılabilir klasör olarak tanımlar. Bundan sonra saldırgan o AP in gerekli bütün bilgilerine ulaşabilir(SSID, WEP, MAC vs.) Saldırgan ağa girmek isterse, bütün paketleri daha sonra incelenmek üzere loglar veya WEP ahantar kırıcısını çalıştırarak zayıf anahtar kullanılıyorsa bunu ele geçirir.

Kablosuz ağı taramak için birkaç değişik yol vardır. En çok bilinen ve kullanılan method Wardriving ve sonra da Warchalking dir. Warstrolling, Warflying gibi başka methodlarda vardır. Bu yazıda sadece Wardriving ve Warchalking den bahsedeceğiz.

Niçin "War" ? (Niçin "Savaş" ?)

Wardriving ve Warchalking iinde kullanılan "war" kelimesi aslında eski zamanlarda kullanılan Wardialing den gelmektedir. Wardialing, saldırı amacıyla kullanmak üzere bir telefon numarasının bütün ihtimallerini deneyerek modem takılı olan hattı bulmak olarak tanımlanabilir. Bu yazıda kullanılan Wardriving de kablosuz ağlar için aynı mantıkta kullanılmaktadır.


WarDriving

Wardriving, ilk ve en çok bilinen kablosuz ağ tespit etme (tabii ki güvenliği olmayan yada az olan) metodudur. Genellikle bir gezici birim ile mesela dizüstü veya el bilgisayarları ile kullanılır. Wardriving taraması son derece ustalıkla ve çok basit yollarla gerçekleşir: Saldırgan dizüstü veya el bilgisayarı ile arabasında otururken bir kablosuz ağ tespit edebilir(NetStumbler for Windows, BSD-AirTools for BSD veya AirSnort for Linux) Bir kere uygun bir AP tespit edildikten sonra saldırgan bunu kullanılabilir klasör olarak tanımlar ve araştırabilir. Ve hatta internete ulaşmasını engelleyebilir.

Wardrive için gerekli olan ekipman: Kablosuz ağ kartı (PCMCIA), kendinizi harita üzerinde tespit edebilmek için GPS (Global Position System - Global yer tespit sistemi) -bu aslında çok da gerekli bir araç değildir- , dizüstü veya başka tür bir gezici bilgisayar, Linux red Hat veya Debian işletim sistemi (Windows pek tavsiye edilmemektedir), kablosuz iletişim yazılımları (WEPCrack, AirSnort vs..)

Yukarıda sayılan ekipmanlar kolaylıkla bulunabilir ve çok ucuzdur.


WarChalking

" Ve yeni bir dil gelişiyor: WarChalking. Bu fikir "hobo sembolleri - hobo symbols" temeline dayalıdır ve caddedeki semboller orada açık bir kablosuz ağ olduğunu ve ayarlarını anlatır. Anlaşılması güç ve kargacık burgacık gibi gözükmekte ve birçok insan bunun eski grafiti yazılarına benzediğini düşünerek aldırmadan yürüyüp geçmektedir fakat saldırganların anlayabileceği birçok bilgi içerirler" - Zig

WarChalking bi grup arkadaş tarafından 2002 haziranında tasarlandı ve Matt Jones tarafından yayınlandı.

WarChalking basitçe, yol kenarlarına veya duvarlara tebeşir ile orada bir kablosuz ağın olduğunu gösteren semboldür, böylece diğerleri kolayca bu ve diğer detayları not edebilmekte idi. WarChalking, yolların düşük teknoloji krallarının birbilerini barınak, yemek ve potansiyel tehlikelere karşı korumak için kullandıkları hobo işeret dilinin modern uyarlamasıdır. Bu tebeşir işaretleri, kablosuz ağlar hakkında görsel bir işaretten başka birşey vermez.

Aşağıdakiler WarChalking sembolleridir:

Symbol Key

SSID Open Node
)(
Bandwidth

SSID Closed Node
()

WEP Node SSID Access Contact
( W )
Bandwidth

WarChalking�e bir örnek:

Retina
)(
1.5

Bu sembolün manası; Burada SSID �Retina� olan ve bant genişliği 1.5 Mbps olan bir istasyon olduğudur.

Bu sembolleri kullanmakla, WarDrivers için gerekli olan istasyona ve ağa ait birçok bilgi alınmış oluyor. WarChalking'i anlamanın yollarını bilen biri, ağada rahatlıkla online olabilir.


WLAN ları güvenli hale getirmek

Kablosuz ağları güvenli hale getirmek kablolu ağlara göre çok daha basittir. Güvenli bir kablosuz ağ yaratabilmek için birkaç işlem yeterliş olacaktır. Bunun yanında kendinize "Neden o zaman kablosuz ağları kırmak bu kadar kolay?" diye sorabilirsiniz. Cevabı çok basit. Bir şirket ne zaman bir kullanıcısına kablosuz olarak bağlanmak istese, sistem sorumluları sıklıkla router, ateş duvarı, AP, WEP i açma ve diğer birçok şeyin başlangıç değerlerini değiştirmeyi unutmaktadır. Başlangıç değerleri değiştirilmediği için de bu ağ artık saldırılara açık hale gelmektedir.

Bunun yanında, sistem sorumlularının birçoğu, kablosuz ağların, binanın duvarlarının dışına kadar gittiğini unutmaktadır. Kapıda güvenlik memuru olabilir, ve kablolu ağlar için en iyi ateş duvarlarına sahip olabilirsiniz fakat kablosuz ağlar için arka kapı sonuna kadar açıktır.

22 Ekim 2008 Çarşamba

Yeni Adres

kolibant amcanın yeni adresi

Bazı yönetim problemlerinden dolayı bir süreliğine yukarıda ki adres kullanılacaktır. Bilgilerinize sunarız efendim. (:

Biras da kendimden bahsedeyim...


Yıldırım Özbraveheart, 1453 yılının 30 Mayısında doğmuş olup kendisi doğduğu gibi ebesinden kuru fasülye ve pilav istemiş ve yemiştir. 1979 yılına kadar kuru ve pilav yiyerek yaşayan Yıldırım, bu yıldan sonra insanlığa terfi etmiştir. Kendisi 14 kardeştir bir de abisi var olmakla beraber Bir adet annesi, bir adet de babası vardır.
Hobileri arasında sinek kanadı koparmak, kopardığı sinek kanatlarını sineklere geri takmak en sevdiğidir.
En sevdiği kıl çeşidi lüle lüle olandır.
Kendisi ikizler burcu olmasına rağmen, köfte burcuna geçmek için çaba sarfetmektedir.
Saygılarımısla.

kolibant amca (:

Recent Readers Map -- Ziyaretçi Profili

bıdı bıdı

seri katil (3) a.q (2) amorphis (2) aşkkk (2) hastalık düşünce (2) istanbul (2) 29 ekim (1) 56k modem (1) Bilgisayar Atölyesi (1) Dropkick Murphy's (1) I love nuclear (1) Sabahattin Ali (1) The true face of Leonardo Da Vinci (1) adamın damına koyan şarkılar (1) aforizma (1) ahlak (1) albert einstein (1) anarchist cookbook (1) anne (1) ateizm (1) aşk mı? (1) bandista (1) blogger (1) boobies (1) can baba (1) catcher in the rye gönülçelen (1) cehenneme övgü (1) chrome (1) darth vader (1) deizm (1) din (1) direc t (1) direc t hasret (1) drums session (1) durup dururken adamın damına koyan şarkılar (1) elegy (1) emrah (1) evet sanırım (1) evlilik gereksiz mi (1) evlilik yemini (1) fight club (1) fitzgerald (1) gerekli valla (1) gereklidir (1) google (1) google googlizm googlism (1) google wave (1) h4x0r (1) hayat (1) holden caulfield the catcher in the rye gönülçelen (1) how to make a smoke bomb (1) inat (1) infected mushroom (1) kadın (1) kafana takma (1) kuran parmak izleri (1) küçük prens (1) kılıçdaroğlu sünnetsiz (1) lost (1) lost teori (1) mesaj (1) microsoft (1) mor ve ötesi (1) mucize kuran deniz (1) my chemical romance (1) nası yawww (1) nasıl oluo (1) night (1) night in istanbul (1) of of (1) ottoman crime osmanlı (1) photography (1) photoshop cs5 (1) puhahaha (1) pussy (1) rammstein (1) rilke (1) roman (1) sansürcü digiturk (1) satan (1) serçelerin şarkısı (1) shibumi (1) stairway to heaven (1) tanrı (1) tembellik hakkı (1) test (1) the departed (1) tick (1) tomtom (1) turgut uyar (1) tyler durden fight club (1) ville valo natalia avalon summer wine (1) yaz gereksizliği (1) yok be (1) yok yok çekemem (1) yıldırım özçelikyürek (1) zaman (1) çelişkiler (1) öküz (1) Şöhret Kurşunoğlu (1) şarkı ters (1) şıh (1)

Arama yapmaq için...

FriendFeed

Google translate

Lijit Stats Wijit - Recent Readers List

hangisi yıkılmayaydı iyi olurdu?

Blog Archive

İzleyiciler

arşivci bi adamım...

Aramak istiom ulen (: